C. NAZIM ARSLAN

Cemal Nazım Arslan’ ın çalışmaları doğayı konu edinmektedir. Arslan genellikle doğayı insansız tasvir eden ve doğa görüntülerini kültürel kimlik ve çeşitli form arayışlarıyla soyutlayan multi-disipliner bir sanatçıdır. Eserleri güncel dünyanın getirdiği gelişen ve yenilenen düşünceleri, doğayla özdeşleştiren bir tür duygulanım yaratmaktadır.Sanatçı, çalışmalarında açık ve koyu renk kullanımıyla dramatik bir atmosfer tasarlayarak spritüel ve öze dönük bir bakış sergilemektedir. Sanatçının işleri Galeri Zilberman, K2 Güncel Sanat Merkezi, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, Mamut Art Project and Base Istanbul gibi çeşitli galeri ve sanat etkinliğinde yer almıştır. İzmir’de yaşayan Cemal Nazım Arslan, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu. Aynı okulun Sanat ve Tasarım Bölümü’nde yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Eğitimine Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde devam etmektedir.

Sanat pratiğine etkisi olan unutamadığın sergi/proje ya da dönüm noktası olarak adlandırabileceğin deneyimler neler oldu?

Sanatçı arkadaşlarımla kolektif bir çalışmanın içinde bulunduğumuz sergiler en keyif aldıklarım. Gezdiğim sergilerin ise hepsinden öğrendiğim bir şeyler olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle gittiğim her serginin tasarımına ve sunumuna bakıyorum. Ardından sanatçıların eserlerini tek tek ve dikkatle inceliyorum. Buradan yaptığım çıkarımlar bana da kendi işlerimde yol gösteriyor.

Şu an nerede yaşıyorsun? Yaşadığın çevrenin/şehrin sanat pratiğine ne şekillerde etkisi olduğunu düşünüyorsun?

İzmir’de yaşıyorum ve sanat pratiğime şu an için burada devam ediyorum. Bu konuda fikrim şu; sizi şekillendiren, görmekten haz aldığınız şey ne ise, onunla nerede olursanız olun bir şekilde karşılaşıyorsunuz. Bu nedenle yaşadığım çevrenin bana sunmuş olduğu olanaklardan sanat pratiğim adına yararlanmaya çalışıyorum. Ancak bu sadece yaşadığım çevre olmak zorunda değil, etkiler dijital dünya da başta olmak üzere birçok farklı kanaldan geliyor. Pandemi süreci bunun en iyi örneklerinden biri. Bu süreçte içinde bulunduğumuz dört duvar üretimi etkileyen önemli bir faktör haline geldi.

Sanata bakış açını değiştiren sanatçılar, kitaplar ya da diğer ilham veren figürler kimler/neler oldu?

Birçok kitap, film ve farklı sanat pratiğine sahip sanatçılar var. Katsushika Hokusai, William Turner, Caspar David Friedrich, Edward Hopper, Yves Klein, Richard Serra, Peter Doing, Doug Aitken, Francis Alys, Olafur Eliasson ve Doris Salcedo gibi birçok sanatçının yaptığı eserler sanat pratiğimde etkili olmuştur. Ingmar Bergman’ın filmlerinde yarattığı kompozisyonlar çok etkileyici, The Seventh Seal ve Shame ilk aklıma gelenlerden. Filmlerindeki her biri karede görseller dengeli bir şekilde dağıtılmış. Andrei Tarkovsky’nin sinematografik dehasının yanında elementleri, özellikle de ateş ve suyu filmlerinde kullanımını ilham verici buluyorum. Monthy Pyton ekibinin 1970’lerde çektiği filmler de akıllıca tasarlanmış ve aynı zamanda eleştirel. Kitaplarda tercihim genellikle bilim kurgu ve inceleme. En sevdiklerimden biri Michael Moorcock’un İşte İnsan adlı romanı. Son dönemlerde ise Robert Wiener’ın Sibernetik adlı kitabı dijital işlerime dair yeni bir bakış açısı kazanmamı sağladı.

Sanatçı olarak koleksiyonunu yaptığın objeler var mı?

Denizin kıyısına vurmuş ağaç dalları ve gezdiğim yerlerden aldığım taşlar benim için değerli. Bunun yanında projelerde kullanmak üzere topladığım buluntu nesneler de var. Bu nesneler deneyimlediğim bir anın hatırlatıcısı ya da o günü hatırlatacak bir anahtar işlevi görüyorlar.

Seni heyecanlandıran gelecek projelerden bahseder misiniz?

Gündemde olan yeni sergiler var, şu anda bununla ilgili çalışmalarımı sürdürüyorum. Yakın zamanda bir yurtdışı turu ve kolektif iki sergide yer almayı planlıyorum. Son dönemlerde dijital işlerime daha çok yoğunluk veriyorum.

 

C.Nazım Arslan's Artworks